Hakkımızda

Nasıl Başladık ?

GOLDEN GOAT'a başlama hikayemiz,

Aslında bizim bir Golden Goat ile tanışma hikayemiz var, bir çok kişinin dolayısı ile bildiği ama yine de herkesin merak ettiği duymaktan keyif aldığı bir hikaye, kurumsal bir firma olmamız nedeni ile bugüne kadar paylaşmaktan kaçındığımız ama sizlerin bizlere markamıza gün geçtikçe artan güven ve sevgisi ile paylaşmak istediğimiz bir hikaye…

Golden Goat ile tanışmamız bebek Ege ile birlikte başladı (şimdi 18). Ege doğduğundan hemen sonra beslenme sonrası hissedilen bazı sağlık problemleri ile karşılaştı ve bunlara bağlı cildinde ve solunumunda problemler yaşadı. Yeni anne olarak yorgun üzgün ve çaresiz hissettiğim dönemde birçok doktor dolaşmamız gerekti, farklı doktorların farklı görüşleri oluyordu ve hepsini denemeye hazırdım. Ege,yapılması istenen testler için çok küçüktü beklememiz gerekiyordu, bu yüzden başta benim beslenmeme çok dikkat ettiğim, yiyecekleri diyet listemden çıkarıp Ege'yi gözlemlediğim, sıkıntılı, gergin bir dönem başlamış oldu. Evet zaman geçti, Ege biraz daha büyüdü ama problemleri de azalmamıştı sadece daha iyi idare ediyorduk:) Bu arada ben 2 aylıktan itibaren Ege'nin günlüğünü tutmaya başlamıştım, gün içinde yediğini içtiğini ve uyku düzenini yazdığım bir günlük,tabii ki kendim için de haftalık bir düzen oluşmuştu, özellikle bazı ürünlere karşı daha fazla tepki verdiğini biliyordum. Bu arada aramızda güven oluşan inandığımız bir doktor bir gün bize Ege için keçi sütü ve ürünlerinin uygun olabileceğini, bulabilirsek denememizi söyledi.

Şöyle söyleyeyim, o zaman doktor dalga geçiyor zannettim, keçinin de sütü mü olurmuş bir de çocuğuma vereceğim dedim. Ama aklımın bir köşesine de yazdım, O zamanlar ütopik gözüken bu fikrin hem bizim hem de binlerce çocuğun beslenmesinde olacağını bilmeden.

Minik bir surata sahip olunca ve çaresiz kalınca insanın annelik duyguları iyice kabarıyormuş. Bebeğine yarayacak en ufak şeyin, kırıntı bir bilginin bile peşine düşüyorsunuz. Her şeyi araştırmak, her şeyi bilmek istiyorsunuz. Bütün bunları yaşarken ben de hep araştırıyordum, gece gündüz demeden Ege uyuyunca tüm boş vakitlerimde, özellikle yurtdışındaki sitelerden, ki 16 sene önce bu kadar çeşitli site ve kaynak da yoktu, hem anne hem bebek için yemek tarifleri, alternatif süt tarifleri bulup hemen yapmaya çalışıyordum. Anne bebek forum gruplarının yurtdışındaki sitelerde daha çok olması ile orada keçi sütü kullanımı ile ilgili de bulduğum her şeyi okuyordum. Bu arada burada bulduğumuz lokal bir keçi yetiştiricisinden aldığımız bir miktar süt ile de kötü bir tecrübemiz olmuştu

Keçi sütü ile ilgili okuyup öğrendikçe daha da şaşırıyordum, keçi sütü kullanımının binlerce yıl geriye gittiğini, sütün içeriğinin özelliklerinden dolayı özellikle tercih edildiğini öğrenmek beni daha da meraklandırmıştı. Çocuk beslenmesi için araştırdıkça daha fazla bilgi ile karşılaşıyordum işte bu sırada GOLDEN GOAT ile tanıştım.

Tahmin edebileceğiniz gibi keçi sütünü tam da istediğim gibi bebek beslenmesi için özel üretilmiş formda bulunca çok sevindim.  Demek ki varmış, dünyada kullanılıyormuş dedim. İlk reaksiyonum hemen mail atmak oldu.

Böylece hemen Ege'nin durumunu anlatan, doktorumuzun önerisini paylaştığım satın almak istediğimi belirten maili attım. Heyecandan bir miktar içimi de dökmüş olabilirim tabii.. Heyecanla merakla ne diyeceklerini bekledim ve uzun bir mail aldım, sanki bir doktorun anlatımı gibi bilgiler içeren bir mail. Bir kere Türkiyeden bir annenin kendilerine bu özel ürün için ulaşması kendilerini çok sevindirmişti, broşürleri ile birlikte bir paket göndereceklerdi, deneyip lütfen kendileri ile paylaşmamı istiyorlardı.

Paket geldi, heyecanla denemeye başladım ve etkilerini de görünce çok mutlu oldum ve bitecek ne yapacağım diye de ölçülerde gayet dikkatliydim. Bu arada firma ile olan iletişimimiz email üzerinden hız kazanmıştı. Yurtdışında kullanımı, gelişmiş özellikleri, önerileri ile beni bilgilendiriyorlar ben de kendi tarafımızda olan biteni anlatıyordum.

Aramızda gelişen dostluk ve güven ile, bizi bir çocuğun sağlığı için birleştiren bu bilgi alışverişini ürünlere karşı olan bu ilgimizi üretici firmamız olan Dairy Goat Co-operative,NZ'ye aktarmışlar ve onları da bu sürece dahil etmişler. Ana firma Türkiyede ki bu kullanıcılarını tanımak istiyorlardı. Onlarla da email üzerinden ilerleyen bilgi alışverişimiz İstanbul'a gelip tanışmamıza kadar sürdü. Bize karşı oluşan inanç ve güven ile ürünlerinin Türkiye distribütörü olmamızı istiyorlardı. Ne büyük heyecan ve gurur! O güne kadar sadece bizim bildiğimiz kullandığımız ürünleri bu duruma gelene kadar kesinlikle bir ticaret ilişkisine dönüştürmek aklımıza dahi gelmemişti. Çalışma alanlarımız, eğitimimiz hem eşimin hem de benim çok farklıydı. Tamamen Ege ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanması için araştırdığımız bir dönemde karşımıza çıkan, bizim deneyimleyip çocuğumuzda etkilerini görünce her geçen gün daha çok güven duyduğumuz marka ile işbirliğimiz olasılığı tabii ki bizi hem çok onore etti hem de çok sevindirdi. Organik bir biçimde gelişen olaylardan sonra 2008 yılında işbirliğimiz başladı. Ürünü geniş kitlelere, ailelerimize ve bebeklerimize tanıştırmaya başlamamız 2008 yılını buldu. O günden bugüne kadar ürünlerimize olan inancımız, sevgimiz ve güvenimiz artarak devam etti. Üretici firmamız, dolayısı ile biz, tüm üretim süreci, bilimsel yayın ve araştırmaları ile doktorlarımızın, sağlık çalışanlarımızın, anne baba ve çocuklarımızın yanında olduk.

Gururla, Avrupa Birliği Gıda Güvenliği Kurulu (EFSA) tarafından klinik olarak test edilerek onaylanmış ilk ve tek keçi sütü bebek maması formülü üreticimiz olan Dairy Goat Cooperative tarafından geliştirilmiştir ve Golden Goat'un üreticisidir. Türkiye'ye keçi sütü bebek mamalarını tanıtan, sevdiren ilk üründür.

Başta da dediğim gibi sizler ile kendi başlangıç hikayemizi paylaşmak istedik, hikayemiz tavsiye yada yönlendirme niteliğinde değildir. Dünya sağlık örgütü tarafından ve ülkemizde de Sağlık bakanlığı tarafından da tavsiye edildiği gibi bebekler için en iyi süt mucizevi anne sütüdür. Çünkü bebekler zaten mucizedir ve en iyi sütü hak eder.

Sevgi ve saygılarımla,

Ahu Gönültaş Tunçer